ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARIN İPTALİ VE TENKİS DAVALARI
Miras hukuku, ölüm veya ölüm benzeri haller söz konusu olduğunda, ölen kişinin hukuksal ilişkilerinin geleceğini tayin etmekle görevli hukuk dalıdır. Medeni hukukun bu bölümü ölüme bağlı tasarruflar üzerine yoğunlaştığından, ölen kişinin son arzularının ayakta tutulması amaçlanmakta ve bu sebeple kişinin sağlığında yapmış olduğu tasarrufların tabi olduğu kurallardan ayrı olarak düzenlenmektedir. Ancak hem mirasbırakanın iradesini yaşatmak hem de mirasçıların haklarını muhafaza etmek her zaman aynı anda mümkün olmadığından hakların karşılıklı olarak korunabilmesi ve kullanılabilmesi adına ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkis davaları öngörülmüştür.
I. ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARIN İPTALİ DAVASI
A. AMACI
Hukuksal işlem niteliğini haiz ölüme bağlı tasarrufların belirli geçerlilik koşullarını sağlaması gerekmektedir. Fakat olası bir geçersizlik durumunda sağlararası hukuksal işlemlerdeki yaptırımdan farklı olarak, miras hukukunda favor testamenti (vasiyetname lehine yorum) ilkesi gereğince ölen kişinin arzularının olabildiğince kurtarılması hedeflenmekte ve iptal edilebilirlik yaptırımı kesin hükümsüzlük yaptırımına tercih edilmektedir. Geçersiz tasarruflara karşı açılabilen iptal davasında, TMK m. 557’de sınırlı şekilde sayılan sakatlık sebepleriyle işlem kendiliğinden geçersiz hale gelmemekte; ancak dava yoluyla ve mahkeme kararıyla iptal gerçekleştirilebilmektedir. (1) Buradaki asıl amaç; maddede düzenlenen iptal sebeplerinden birinin mevcudiyeti halinde, ölüme bağlı tasarrufun iptalinden menfaat elde edecek kişilerin bu durumu ileri sürerek veya sağlığında durumu fark etmesi halinde, tasarruf sahibinin tasarrufundan dönerek ölüme bağlı işlemi geçersiz kılabilme imkânına sahip olmasıdır.
B. ŞARTLARI
Ölüme bağlı tasarrufların iptali şartları incelendiğinde genel iptal sebeplerinin TMK m. 557’de, özel iptal sebeplerinin ise TMK m. 510’da düzenlendiği görülmektedir. Genel iptal sebeplerinde bahsedilmesi gereken ilk sebep ehliyetsizliktir. Tasarrufta bulunan kişinin tasarrufu yaptığı sırada ehil olması gerekmektedir. Sonradan ehliyetsiz hale gelmesi ise bir önem arz etmemektedir. (2) Düzenlenen ikinci sebep ise, ölüme bağlı tasarrufların irade sakatlığına neden olacak hata, hile, tehdit veya zorlamaya maruz kalmasıdır. Bu gibi hallerde, irade açıklaması sağlıklı bir biçimde yapılamayacağından geçersiz olmaktadır. Ele alınan bir başka iptal sebebi ise ölüme bağlı tasarrufun hukuka veya ahlaka aykırılık teşkil eden içeriğe, koşullara veya yüklemelere sahip olmasıdır. Son olarak da şekle aykırılık, yani şekle veya tanıklığa ilişkin koşullarda bir aykırılık mevcudiyeti halinde, iptal edilebilirlik gündeme gelmektedir. TMK m. 558 kapsamında memur veya tanıkların katılma yasağına aykırı hareket etmeleri halinde kısmi geçersizliğe yol açabileceği belirtilmektedir. TMK m. 510 vd. kapsamında düzenlenen özel iptal sebepleri ise mirasçılıktan çıkarma bakımından gündeme gelebilmektedir. Bu durumda iki türlü iptal sebebi mevcut olabilmektedir. (3) Bunlardan ilki genel sebeplere dayanarak iptal edilebilme, ikincisi ise koruma amaçlı çıkarmaya özgü iptal sebeplerinin bulunması halidir. Bütün bunlara ek olarak da, TMK m. 557’de sayılmayan ancak TBK’de düzenlenen diğer iptal sebepleri de (muvazaa, gabin vs.) iptal sebebi olarak gündeme gelebilmektedir. (4)
C. TARAFLARI
TMK m. 558 uyarınca bu davayı, söz konusu ölüme bağlı tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan yasal veya iradi mirasçı olup olmadığı fark etmeksizin bütün mirasçılar açabilmektedir. Mirasçıdan alacaklı olan kişilerin bu davayı açabilmelerine imkân yoktur. Davalı ise, iptali istenen ölüme bağlı tasarruftan davacı aleyhine miras hukukuyla alakalı menfaatler elde eden kişidir. (5) Bu dava sadece davayı açan kişi bakımından sonuç doğurmakta, davayı açmayanlar bakımından hâlâ geçerli bir ölüme bağlı tasarruftan söz edilebilmektedir. (6)
D. SÜRESİ
İptal davasının süresine bakıldığında TMK m. 559 kapsamında bu sürelerin hak düşürücü olduğu gözlemlenmektedir. Madde kapsamında üç tür süre düzenlenmiş olup bunlardan ilki kısa süre olan 1 yıldır. Bu sürenin başlangıç anı; davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin dava açma hakkına sahip olduğunu öğrendiği tarihtir. İkinci süre ise, vasiyetnamelerde açılma tarihinden, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinden itibaren, iyiniyetli davalılara, yani tasarrufun iptal sebeplerinden biriyle sakat olduğunu bilmeyen veya bilmesi de mümkün olmayan kişilere karşı 10 yıl olarak belirlenmektedir. (7) Düzenlenen son süre ise, olağanüstü süre olup davalının kötüniyetli olması durumunda 20 yıl olarak uygulanmaktadır.
II. TENKİS DAVASI
A. AMACI
Mirasbırakan, TMK m. 514 uyarınca, terekesinin mirasçıların saklı payları dışında kalan kısmı üzerinde dilediği gibi tasarruf etme imkânına sahiptir. Ancak murisin bu imkânın sınırları çerçevesinde kalması gerekmektedir. Zira bu sınırların aşılması, yani saklı paya sahip mirasçıların saklı paylarına tecavüz edilmesi belirli yaptırımlara tabi tutulmakta ve yapılan kazandırmaların tenkis edilmesi kanunda öngörülmektedir. Dolayısıyla bu davanın, miras bırakanın tasarruf özgürlüğü sınırlarını aşarak saklı pay sahibi mirasçılarının (miras bırakanın altsoyu, anne ve babası ve sağ kalan eşi) saklı pay oranlarını ihlal eden tecavüzünün giderilmesi ve tasarrufun yasal sınırlara çekilmesi için açıldığı görülmektedir. (8) Tenkise ilişkin bu kurallar, emredici nitelikte oldukları için de mirasbırakanın iradesiyle değiştirilememektedir. (9)
B. ŞARTLARI
Tenkis davasının açılabilmesi için öncelikle saklı paylı bir mirasçının bulunması ve mirasbırakanın tenkise tabi bir tasarrufta bulunmuş olması gerekmektedir. (10) Bu dava, iptal davasından farklı olarak ancak mirasbırakanın ölümü ardından açılabilecektir. (11) Değinildiği üzere iptal davasında mirasbırakan ölümünden önce iradesinin bozulduğunu tespit ettiği takdirde iptal davasını kendisi de açabilmekteydi. Tenkise tabi tasarruflar; ölüme bağlı tasarruflar ve tenkise tabi sağlararası tasarruflar olarak ikiye ayrılmaktadır. İlk halde, TMK m. 560 uyarınca ölüme bağlı tasarrufların tamamı hangi tarihte yapıldıklarına bakılmaksızın tenkise tabi tutulmaktadır. Ancak bu durumda bu tasarruf bir saklı paylı mirasçının lehine olarak yapılmışsa; tenkis, onun da saklı payını koruyacağından orantılı olarak önce onun saklı payı düşülmekte, sonradan artan kısım tenkise tabi olmaktadır. (12) Eğer bu tasarruf, saklı payı olmayan bir mirasçı ya da üçüncü bir kişi lehine yapılmış ise bu halde tasarrufun tamamı tenkise tabi olmaktadır. Sağlararası tenkise tabi tasarruflara bakıldığında ise, TMK m. 565 uyarınca, bu tasarruflar için tarih önem arz etmekte olup en son tarihliden daha eski tarihliye gidilmek suretiyle tenkise tabi tutulmaktadır. Madde kapsamında sayılıp da tenkise tabi tutulan diğer tasarruflar ise; mirasçının feragati karşılığında ödenen ivaz, denkleştirmeye tabi olmamak üzere mirasçıya yapılan kazandırmalar, mirasbırakanın miras haklarının tasfiyesi amacıyla yaptığı kazandırmalar, bağışlamalar, hayat sigortaları ve ölünceye kadar bakma sözleşmeleridir.
C. TARAFLARI
Tenkis davasında davacı, saklı payı ihlal edilen saklı paylı mirasçıdır. Saklı paylı mirasçı öldüğü takdirde, ölenin mirasçıları da ona halef olarak bu payı talep etme hakkına sahiptirler. Ancak burada dikkat çekilmesi gereken hususlardan biri, mirası reddeden, mirastan yoksun olan, mirasbırakandan önce ölen ve mirasçılıktan çıkarılan kişinin artık mirasçı sıfatını haiz olmadığından saklı pay talebinde bulunamayacağıdır. İptal davasından farklı olarak tenkis davasında saklı paylı mirasçının alacaklıları da TMK m. 562 uyarınca dava açabilme hakkına sahiptir. Borcu olan saklı paylı mirasçının, tenkis talebinde bulunduğunda, saklı payı henüz eline ulaşmadan alacaklılarına geçebilmektedir. Bu sebeple saklı paylı mirasçının talepte bulunmayarak alacaklarına zarar verme kastına sahip olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu sebeple; saklı paylı mirasçının dava hakkı bulunduğu halde, mirasçının iflas ettiği veya ödemeden acz içine düştüğü durumda, alacaklının ihtarına rağmen mirasçı tenkis davasını açmazsa, alacaklılar alacakları oranında tenkisi sağlayabileceklerdir. Tenkis davasının davalı tarafında ise, ölüme bağlı veya sağlararası tasarrufun lehtarı bulunmaktadır.
D. SÜRESİ
Tenkis davasında da süreler hak düşürücüdür. TMK m. 506’da belirtilmekte olan tenkis davasının açılabilmesi için öngörülen ilk süre 1 yıldır. Bu süre, kişinin saklı paylı mirasçı olduğunun ve saklı payına yönelik bir tasarrufta bulunulduğunun birlikte öğrenildiği anda başlamaktadır. Uzun ve mutlak olan ikinci süre ise 10 yıl olarak düzenlenmiş olup, sürenin başlangıç anı tenkise tabi ölüme bağlı tasarrufun vasiyetname şeklinde olup olmadığına göre değişmektedir. Süre, vasiyetname mevcutsa, açılma tarihinden; vasiyet dışında bir ölüme bağlı tasarruf ile ihlal gerçekleşmiş ise mirasın açılma anı ile başlayacaktır. Bunlara ek olarak, tenkis davasında def’i müessesesi de mevcuttur. Bu hak bir süreye bağlanmadığından davacıya karşı her zaman ileri sürülebilmektedir. (13)
Sera CONKBAYIR
Öğrenci Stajyer
1 Özge Arpacı, “Mahkeme Kararları Işığında Ölüme Bağlı Tasarruf İle Sağlar Arası Hukuki İşlemlerin Ayrımında Geliştirilen Kriterler”, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XXIV, Y. 2020, Sa. 1, s. 140.
2 Ahmet M. Kılıçoğlu, Miras Hukuku, Ankara, Turhan, 11. Bası, 2021, s. 188.
3 Kılıçoğlu, s. 179.
4 Kılıçoğlu, s. 190.
5 Necip Kocayusufpaşaoğlu, Miras Hukuku, İstanbul, 3. Bası, 1987, s. 343.
6 Ömer Uğur Gençcan, Miras Hukuku, Ankara, 2008, s. 337 (2.HD., 20.3.2001, 555/4158).
7 Hasan Petek, Ölüme Bağlı Tasarrufların İptali Davasında Süreler Ve Hükmün Anlam Bakımından Uygulanması, TAAD, Cilt:1,Yıl:2, Sayı:6, 2011,s. 7.
8 Mehmet Ayan,Miras Hukuku, Ankara, Seçkin,9. Baskı, 2016, s. 219.
9 Mustafa Dural, Turgut Öz, Türk Özel Hukuku – Cilt IV – Miras Hukuku, İstanbul, Filiz Kitabevi, 8. Bası, 2015, s. 290.
10 Kılıçoğlu, op. cit., s. 208.
11 Zeynep Tokur, Tenkis Davası, (Danışman: Prof. Dr. Hasan İşgüzar), T.C. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, 2019, s. 4.
12 Gamze Turan Başara, Ölüme Bağlı Tasarrufların Tenkisi ve Tenkis Davası, TAAD, Yıl.7, S.27, Temmuz, 2016, s. 376.
13 Kılıçoğlu, op. cit., s. 250.
BİBLİYOGRAFYA
Arpacı (Özge), “Mahkeme Kararları Işığında Ölüme Bağlı Tasarruf İle Sağlar Arası Hukuki
İşlemlerin Ayrımında Geliştirilen Kriterler”, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XXIV, Y. 2020, Sa. 1.
Ayan (Mehmet), Miras Hukuku, Ankara, Seçkin, 9. Baskı, 2016.
Demir (Remzi), 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunumuza Göre Açılan Tenkis Davası İle
Mirasçıların Açabileceği Diğer Davaların Karşılaştırılması, ORCID ID: 0000-0001-
6025-5476, YBHD, Yıl 5, Sayı 2020/1.
Dural (Mustafa), Öz (Turgut), Miras Hukuku İstanbul, 4. Bası, 2009.
Dural (Mustafa), Öz (Turgut), Türk Özel Hukuku – Cilt IV – Miras Hukuku, İstanbul, Filiz
Kitabevi, 8. Bası, 2015.
Gençcan (Ömer Uğur), Miras Hukuku, Ankara, 2008.
Kılıçoğlu (Ahmet M.), Miras Hukuku, Ankara, Turhan, 11. Bası, 2021.
Kocayusufpaşaoğlu (Necip), Miras Hukuku, İstanbul, 3. Bası, 1987.
Petek (Hasan), Ölüme Bağlı Tasarrufların İptali Davasında Süreler Ve Hükmün Anlam
Bakımından Uygulanması, TAAD, Cilt:1,Yıl:2, Sayı:6, 2011.
Tokur (Zeynep), Tenkis Davası, (Danışman: Prof. Dr. Hasan İşgüzar), T.C. Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, 2019.
Turan Başara (Gamze), Ölüme Bağlı Tasarrufların Tenkisi ve Tenkis Davası, TAAD, Yıl.7,
S.27, Temmuz, 2016.